23 Nisan 2009 Perşembe

Günlerdir Yağmur Yağıyordu


Günlerdir yağmur yağıyordu. Gökten üzerlerine durmaksızın akan deli bir ırmağın altında yürüdüler. Yağmuru perde perde açıp yol aldılar. Kebeleri lime lime olmuş, çarıkları çoktan parçalanmıştı. Kehribar fişeklikleri yakında yosun bağlayacaktı. Gri yağmurda balçığa bata çıka ilerleyen bir düzine gri hayalet. Gencecik bir avuç oğlan. Köstence, Dobruca, Şumnu, Hezargrad… Nereye inseler Tirsinklizade Süleyman Ağa ümüklerine çöküveriyor, emrindeki en modern tertibatlı Lee-Enfield tüfenkleriyle onlara kan kusturuyordu. Daha bir sene evvel aha yine bu bayırlarda bunun üç misli ayanla yürüyüp Edirne’ye giden tüm zahireleri, Dobruca buğdayını, koyun-keçi vergilerini, kile kile arpayı yağmalarken şimdi bir avuç baldırı çıplak, barutu ıslak biçare kalmışlardı işte (Sebep İhlali, Murat Başekim'in yazdığı hikayeden bölüm)

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...