15 Nisan 2009 Çarşamba

“Albümlere Devam Edeceğiz”


Deli Gücük, Osmanlı Taşrasından Dehşet ve Korku Hikâyeleri albümüyle ilgili olarak albümün editörlüğünü yapan Levent Cantek ile konuştuk.

Deli Gücük fikri nasıl ortaya çıktı?
İki yıl kadar önce korku temalı bir çizgi roman albümü yapmaya karar vermiştik. Deli Gücük de o albüm için yazılan bir senaryoydu. Albüme çizgileriyle katkıda bulunmak isteyen Coşkun Kuzgun’un tarzına uygun olduğunu düşünerek kendisine senaryoyu verdik. İlk çalışma bu şekilde ortaya çıktı. Fikir olarak yerel nitelikleri olan Anadolu masallarından beslenen bir tipleme ve hikâye arıyorduk. Sonuçta Deli Gücük ismi bir masaldan alınmadır, ilk hikâye de bir başka masaldan esinlenilmiştir. Görsel olarak Rasputin veya Sakallı Celal türü biri örnek alındı diyebilirim, birlikte dolaştığı yedi karga özgün bir yorum. Biliyorsunuz gerek yedi rakamı ile ilgili gerekse kargalara dair din mitolojisinde, dolayısıyla korku ve fantastik edebiyatında epeyce gönderme vardır. Bunları kullandığımızı söyleyebilirim.

Deli Gücük öyküleri nelerden besleniyor?
Hemen herkesin kolaylıkla görebileceği gibi korku ve fantastik edebiyatın pek çok kaynağından beslendiğini söyleyebilirim. Farklı yazar ve çizerler ayrı ayrı yorumlar yaptıkları için bu kaynaklara hem yaklaşıldı hem de kimi hikâyelerde uzaklaşıldığı oldu. Aziz Tuna’nın kimi hikâyeleri korkudan çok entrika temelli aksiyon hikâyeleridir. Murat ve Özgür’ün senaryoları ise korku türüne daha yakın işler oldular.

Albüm yapma fikri nasıl ortaya çıktı peki ve siz projeye nasıl dâhil oldunuz?
Bir albüm yapma fikri hep vardı. Çizgi romanla üretici olarak uğraşmak isteyenler Türkiye’de çok yalnızlar. Bir araya gelmek, ortak çalışma yapmak ve bu çalışmaları yayına dönüştürmek konusunda bir çaba göstermek istiyordum. Deli Gücük’te bir birikim oluşturmuştuk. Yeni hikâyeler ve isimlerle bu birikimi çoğalttık. Editör olarak yaptığım hikâyeleri belirlemek, içeriği, üreticiler arası iletişimi sağlamak oldu.

Deli Gücük’ün Tam Macera’daki öyküleri Aziz Tuna C. ve Coşkun Kuzgun işbirliğinin ürünüydü. Albümde ise farklı yazarlar ve çizerler görüyoruz. Bu tercihin nedeni neydi?
Her şeyden önce bu çokluğun pratik bir nedeni var. Daha hızlı üretiyorsunuz. Emek ve enerji katılımcılar arasında paylaşılmış oluyor, amacınıza daha kolay ulaşıyorsunuz.

Farklı yazarlar ve çizerler işin içine girince ortaya birden fazla Deli Gücük çıkmış gibi. Özgür Kurtuluş ve Murat Başekim’in yazdığı öykülerin çoğunda Deli Gücük alışık olduğumuzdan daha ürkütücü bir çehreye bürünüyor örneğin. Öte yandan Aziz Tuna C. öykülerinde daha edepsiz, daha güler yüzlü bir Deli Gücük’le karsılaşabiliyoruz. Bu karakterin bütünlüğünü nasıl etkiliyor?
Temel çıkış noktamız Deli Gücük’ü bir kahramandan çok mit olarak düşünmekti. Kimi hikâyeler hem Deli Gücük dışında gelişiyor hem de birbirine uymayan Deli Gücük hikâyeleri var. İnsanların kahraman ve öcü yaratmaya ihtiyaç duyduklarını biliyoruz. Zamana ve mekâna göre o kahramanı veya öcüyü uyarlabiliyorlar. Üstelik bilirsiniz, mevsimler dahi insanları değiştirir, sahil kenarlarında yaşayanlar daha sakindirler vs. Hikâyenin içerdiği vahamete ya da şiddete göre farklı Deli Gücük yüzleriyle karşılaştık. Kaldı ki farklı kişilerin yorumları olduğunu da unutmayalım.

Albümde düzyazı öyküler de var... Onları albüme dâhil etmeye nasıl karar verdiniz?
Aslına bakarsanız bu biraz da çizgi romana nasıl baktığımız meselesiyle ilgili. Hikâyeler de yazarak albüme edebi tat ve farklı bir derinlik katmak istedik. Üstelik bu denenmiş bir şey de değildi. Bu da teşvik edici oldu, yazarlara ayrı bir motivasyon getirdi.

Türkiye’de bu tarz isler çok fazla yayınlanmıyor ve/veya ilgi görmüyor. İleride buna benzer projeleri sürdürmeyi düşünüyor musunuz?
Popüler olmak güzeldir, hemen herkes aklının bir köşesinde bunu isteyebilir ama sadece bunu düşünerek üretemezsiniz. Türkiye’de çizgi romanın durumu ortada. Hayat da çok kısa, insanlar sevdiği ve arzu ettiği düşlerini gerçekleştirmeli bence. Üreticiler hem çok yalnızlar hem de bir amaca yoğunlaşmak her zaman mümkün olmuyor. Kişisel olarak yapabilirsem her yıl benzer nitelikte bir albüm için editör olarak çalışmak istiyorum. Hemen hepimiz bunu istiyoruz zaten. Bize yeni katılacak arkadaşlar da olacaktır. Albümlere mutlaka devam edeceğiz. Bu albüm bizi mutlu etti, devam etmek için bu her şeyden daha önemli bir kıstas.

Can T.Yalçınkaya (www.seruven.org)
link

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Umarım devam edersiniz

Adsız dedi ki...

Yok kesin edeceğiz :)

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...