28 Mart 2013 Perşembe

Uçarken Parlayan Karga...


Deli gücük çizerlerinden Murat Gürdal Akkoç ile mini bir röportaj yaptık. Madem Zifirname çıktı, üçüncü albüme ulaştık. Tadını çıkarıp, laflayalım.



Genç çizerlere tavsiyeniz ne?
Kaslı adam ve güzel kadın çizmeyi bi kenara bırakıp, gördükleri canlı cansız her şeyi çizsinler. Çizim konusunda hiç bir eğitim almamış bir insan evladı olarak en çok sıkıntısını çektiğim durum bu oluyor.


Mizah öyküleri mi, macera öyküleri mi çizmek keyifli?

İkisi de eğlenceli, yeter ki senaryonun sonunda okuyucuya okkalı bir şaşkınlık küfürünü sallatabilelim.


Yerli piyasanın durumu nasıl sizce?

Yerli piyasa diye bir şey olduğuna pek inanamıyorum; insanlar çizgi romanı fiyatına göre seçip aldıkları, alıştıkları tadın dışında bir şeyleri denemeye çalışmadıkları sürece de bu durum değişmeyecek gibi görünüyor.


Profesyonel çizerlerin tarzı oturmalı mı yoksa sürekli evrilmeli mi?

Çizim aşkı ve yenilik ihtiyacı insanın içinde olduğu sürece ister istemez o tarz evrilecektir, "tamam ben oldum" deyip bırakan çizere ben çizer diyemem.
 

Kim bu Deli Gücük?
İnce bir alıntıyla cevap vereyim de, sevdiğim bir başka yazara da göz kırpayım: "Sessizlikteki söz, ışıktaki karanlık; bomboş gökyüzünde uçarken parlayan karga..."



1 yorum:

Volkan. dedi ki...

Kendisini takip etmek ve çizimlerini yakından takip etmek eğlenceli.. :D

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...